Ülkemizde ve tüm dünyada yayılım gösteren COVID-19 Corona Virüs salgını sebebiyle bir çok kamu kurumu ve özel şirket farklı tedbirler almaya başladı. Bazı iş yerlerinde evden çalışma uygulamasına geçilerek çalışanların işe gidiş gelişte diğer kişilerle ve iş yerinde birbirleriyle teması olabildiğince engellenmeye çalışılıyor. Bazı meslek gruplarında ise işin gereği evden çalışma uygulamasına geçilemedi. Bu doğrultuda ise bazı işverenler mesai başlarken iş yerinde ateş ölçüm cihazları ile çalışanların ateşini ölçme işlemi uyguluyor. Ateşi yüksek olan çalışanların izole edilmesi sağlanarak sağlık verisi iş yeri hekimi tarafından en yakın sağlık kuruluşuna aktarılıyor. Burada akla gelen ilk konu böyle bir durumda çalışandan açık rıza alınıp alınmaması gerektiği. Şöyle ki iş yeri hekimleri vasıtasıyla bu kişilerin ayrıca açık rızalarını almaksızın ateşleri ölçülebilir, çıkan sonuçlar da iş yeri hekimleri tarafından saklanan sağlık dosyalarında saklanıp, sağlık kurumlarına aktarılabilir. Unutulmamalıdır ki, esas olan kamu sağlığının korunmasıdır.

Ayrıca bazı işverenler iş yerine gelen ziyaretçilerden, çalışanlardan ya da iş yerinin bulunduğu yerdeki diğer çalışanlardan yakın zamanda yurt dışına çıkıp çıkmadığı bilgisini talep edebiliyor. Bu konuda dikkatli olmamız gereken nokta; bilgi talebinin gereklilik ve ölçülülüğe bağlı ve risk değerlendirilmesine dayanan güçlü bir gerekçesi olması gerekir.

Kişilerin kısa bir süre önce virüsten etkilenen bir bölgeye seyahat etmiş olmaları veya hastalığa dair belirtiler göstermelerine dayanarak uygun önlemler almalarının istenmesi durumunda, belirli tavsiyelerin personel ve ziyaretçilerin dikkatine sunulmasında 6698 sayılı KVKK açısından bir sakınca bulunmamaktadır.

İş Yeri Hekimi Bulunmayan İş Yerlerinde Durum Ne Olacak?

KVKK'nın 8 inci maddesi ve bulaşıcı hastalıklara ilişkin ilgili diğer kanunlarda yer alan hükümler çerçevesinde, bildirime esas bulaşıcı hastalıkları taşıyanlara ilişkin kişisel veriler, işveren tarafından ilgili makamlar ile paylaşılabilecektir. İş yeri hekimi bulunmayan iş yerlerinde çalışanların ya da iş yerine gelen ziyaretçilerin sağlık verilerini işleyebilmek için kişilerin açık rızasının alınmasının ilerleyen süreçlerde ispat yükümlülüğü açısından önemli olduğu kanaatindeyiz. Ayrıca tedbir amaçlı olarak, açık rıza onamına ek olarak işveren Aydınlatma Yükümlülüğünün de yerine getirilmesi gerekebilir.

Peki Evden Çalışırken KVKK Kapsamında Nelere Dikkat Edilmelidir?

6698 sayılı KVKK evden çalışmanın önünde bir engel değildir. Salgın sırasında çalışanlar evden çalışabilir ve kendi cihazlarını veya iletişim ekipmanlarını kullanabilir. KVKK bunu engellemez, ancak işveren tarafından kişisel verilerin güvenliğini sağlamaya yönelik gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Uzaktan çalışmanın doğurabileceği risklerin asgariye indirilmesi adına, sistemler arasındaki veri trafiğinin güvenli iletişim protokolleriyle gerçekleştirilmesi ve herhangi bir zafiyet içermemesinin sağlanması ile anti-virüs sistemlerinin ve güvenlik duvarlarının güncelliğinin sağlanması başta olmak üzere, her türlü tedbirin alınması ve kişisel verilerin güvenliği açısından konuya ilişkin çalışanların dikkatle bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Ancak unutulmamalıdır ki, çalışanlar tarafından alınacak tedbirler Kanun kapsamında kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması noktasında veri sorumlusunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Çünkü olası bir risk durumunda ispat yükümlülüğü veri sorumlusuna aittir. Veri sorumlusu da işverenin tüzel kişiliğidir.

İşveren Çalışanlarından Birisinin Virüs Taşıdığı Bilgisini Diğer Çalışanlarla Paylaşabilir mi?

İşveren, vakalar hakkında çalışanları bilgilendirmelidir. Bilgilendirme yapılırken bireylerin isimlerinin verilmesinin gerekmeyeceği gibi gereğinden fazla bilginin de verilmemesi gerekir. Koruyucu tedbirlerin alınması açısından virüsün bulaştığı çalışanların isminin açıklanmasının zorunlu olduğu hallerde ilgili çalışanların bu hususta önceden bilgilendirilmesinde fayda görülmektedir. İşverenin, çalışanlarının sağlık ve güvenliğini sağlama ve aynı zamanda özen yükümlülüğünü yerine getirme sorumlulukları bulunmaktadır.

Bu kapsamda ilk etapta işverenler tarafından örneğin “…Genel Müdürlük binamızın 5. katında çalışan bir arkadaşımızın COVID-19 testinin pozitif çıktığını bildirmek isteriz. Testi pozitif çıkan arkadaşımızın binada bulunduğu tarihler dikkate alınarak, arkadaşımızla temasta bulunan kişiler tespit edilerek kendilerini durum hakkında bilgilendireceğiz…” şeklinde açıklamalarda bulunulması yoluna gidilebilir.

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, bir kurum, kuruluş veya şirket içerisinde yapılacak duyurularda çalışanlara COVID-19 enfekte bir çalışanın bulunduğu, evden çalıştığı ya da izinde olduğu belirtilmeli; ancak zorunlu olmadığı sürece şirket içi seviye ya da ekip gibi çalışanın kim olduğunun tespitini doğrudan sağlayacak detaylar paylaşılmamalıdır.

 

Editör: TE Bilişim