TMK’nin “Kişiliğin Korunması” kenar başlıklı 23. maddesinde kişinin hak ve fiil ehliyeti ile özgürlüğünden vazgeçemeyeceği öngörüldükten sonra, 24. maddesinde hukuka aykırı olarak kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişinin bu saldırılara karşı korunacağı kuralına yer verilmiştir. TMK’nin 23. maddesi kişiliği hukuki işlem (sözleşme) yoluyla, kişinin rızasına dayanan ihlallere karşı korumayı amaçlarken, 24. maddesi kişiliği kişinin rızası olmaksızın gerçekleşen sözleşme dışı ihlallere karşı korumayı amaçlamaktadır.
TMK’nin 25. maddesinde ise kişiliğe yönelik saldırı hâlinde başvurulabilecek hukuki yollar düzenlenmiştir. TMK’nin 24/I. maddesine göre, kişilik hakları ihlal edilen kimse, hâkimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakları saldırıya uğrayan kişinin hangi davaları açabileceği TMK’nin 25. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili hükümde kişiliğin korunması konusunu düzenleyen davaları “savunma davaları” ve “tazminat davaları ile haksız kazancın iadesi davası” olarak sınıflandırmak mümkündür. TMK’de savunma davaları olarak, saldırının önlenmesi, saldırıya son verilmesi, saldırının hukuka aykırılığının tespiti davalarına yer verilmiş ve gerektiğinde kararın yayımlanmasının ya da üçüncü kişilere bildirilmesinin talep edilebileceği belirtilmiştir. Tazminat davaları olarak ise maddi ve manevi tazminat davaları öngörülmüştür. Ayrıca kanun koyucu kişiliğin ihlali sonucunda elde edilen kazançların vekaletsiz iş görme hükümlerine göre iadesinin talep olunabileceğini hükme bağlamıştır.
Kişilik hakkı ihlal edilen kişinin başvurabileceği hukuki yollar TMK’nin 25. maddesinde belirtilenlerle sınırlı değildir. Söz konusu hükümde bazı davaların belirtilmesi yoluyla kişiliğin korunması daha belirgin bir hâle getirilmek istenmiştir. İlgili maddede genişletici yoruma imkân veren bir ifade kullanılmamış ise de sınırlayıcı bir ifadeye de yer verilmemiştir. Bir maddenin yorumundan sınırlayıcı bir anlam çıkarılamıyorsa o takdirde, maddenin dar yorumlanmaması bir yorum kuralıdır. Dolayısıyla kişiliğin korunması için başvurulacak davaların maddede belirtilenlerle sınırlı olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. İlgili maddede sayım yapılması ile amaçlanan kişiliğin korunmasını vurgulamaktır. Örneğin;kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişi, mahkeme kararı ile kınama, özür dilemeye karar verilmesini talep, cevap ve düzeltme yazısının yayımlanması talep konulu hukuki yollara da başvurabilir.
Sınırlı ehliyetsiz çocuğun dava ehliyeti bulunmadığından kural olarak yasal temsilcisinin rızasıyla ya da aracılığıyla dava açabilir. Bununla birlikte şahsa sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin davalar bakımından dava ehliyetine sahip olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla ayırt etme gücü bulunan çocuk, kişisel verilerinin ihlali hâlinde manevi tazminat davasını kendisi açabilir. Aynı şekilde saldırının önlenmesi, durdurulması ve hukuka aykırılığının tespiti davalarını ayırt etme gücüne sahip çocuk açabilir. Buna karşılık şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde sayılmayan mal varlığına ilişkin maddi tazminat ve haksız kazancın iadesi davalarını yasal temsilcisi vasıtasıyla açabilir. Şayet çocuk davayı ana babaya karşı açıyorsa, o takdirde kendisine bir kayyım atanır (TMK m. 426/I/2).
Ayırt etme gücü bulunmayan tam ehliyetsiz çocuk, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin davalar da dâhil olmak üzere kişisel verilerin ihlali hâlinde başvurulabilecek hukuki yollar bakımından dava ehliyetine sahip değildir. Bu durumda kişisel verileri ihlal edilen çocuk adına yasal temsilcisi hareket ederek kişiliğin korunmasına yönelik hukuki yollara başvurmalıdır. Şayet kişisel verilerin ihlali velayet hakkı sahibi ana baba tarafından gerçekleştirilmiş ise o takdirde çocuğa kayyım tayin edilir (TMK m. 426/I/2).
Ölenin kişisel verilerinin ihlali hâlinde ise, geride kalan yakınları, hukuken korunan kişilik değerlerinden sayılan hatıraların ihlali sebebiyle TMK’nin 25 vd. maddelerinde öngörülen kişiliğin korunmasına yönelik tüm talepleri ileri sürebilirler. Hatırası korunan yakını, gerçekleşme tehlikesi bulunan bir saldırının önlenmesi veya haksız bir davranışla gerçekleşen saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteme hakkına sahip olduğu gibi, devam eden saldırının durdurulmasını da talep edebilir. Saldırıda bulunan kişi kusurlu ise, ayrıca maddi ve/veya manevi tazminat da talep edilebilir.
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA AKADEMİK BAKIŞ